Şaban ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gecesi, Berat gecesidir. Bu sene de Şubat ayının 13 ü perşembe günü Berat gecesine denk geldi.
- yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu’nda II. Selim’den itibaren minarelerde kandil yakılmasıyla kandil adını almıştır. Berat (Berâet), Arapçada ”temize çıkma” anlamına gelir.
“Leyle-i Berat (Berat gecesi), bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin programı (insanlığın geleceğinin programı) nev’inden olması cihetiyle Leyle-i Kadr’in (Kadir gecesi’nin) kudsiyetindedir. Herbir hasenenin (iyiliğin – sevabın) Leyle-i Kadir’de otuzbin olduğu gibi, bu Leyle-i Berat’ta herbir amel-i sâlihin ve herbir harf-i Kur’anın sevabı yirmi bine çıkar. Sair vakitte on ise, şuhur-u selâse’de (üç aylarda) yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyali-i meşhurede (Kandil gecelerinde) on binler, yirmi bin veya otuz binlere çıkar. Bu geceler, elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’anla ve istiğfar ve salavat’la meşgul olmak büyük bir kârdır. (Said Nursî – Şualar )
Bu gecenin “insanlığın geleceğinin programı” olması yani; bir sene içindeki meydana gelecek doğumlar, ölümler, kimlerin zengin, kimlerin fakir olacağı, kimlerin hacca gideceği gibi önemli hadiseler ilgili meleklere tevdi edilir. Kader programında her şey Cenab-ı Hakk’ın takdiri ile programlanmıştır. Kullar arzu ve niyetleri ile dua ve kullukları ile bu güzelliklere kavuşurlar…
Şâbanın on beşinci gecesi olan bu gecede müslümanların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye “Berat gecesi” denmiştir.
Ayrıca, Berat Kandili, Kur’an-ı Kerim’in Levh-i Mahfûz’dan Dünya semasına toptan indirildiği gecedir. Buna “inzâl” denir. Kadir Gecesi’nde ise Peygamberimize (ASM ) ilk kez ve parça parça hadiselere göre indirilmeye başlanmıştır ve 23 sanede tamamlanmıştır. Buna da “tenzîl” denir.
Cenab-ı Hak kulları için Cennette ebedî güzellikler yaratmıştır. Sonsuz şefkat ve merhameti ile de her kulunun oraya girmesini arzu etmektedir.
Dünya hayatının oyalayıcılığı içinde üç ayları ve mübarek geceleri takdir ederek dikkatlerini bu manevî mevsime çekmek ve bu manevi mevsimde, fıtratları gereği olarak daha önce bulaştıkları günah kirlerinden arınmalarını ve Cennete layık bir hâle gelmelerini istemektedir…
Bize düşen bu mübarek geceleri ve bu Kudsi mevsimi değerlendirmek, Cenab-ı Hakk’ın bizler için hazırladığı güzelliklere hak kazanacak bir kul olmaya çalışmaktır.
Ne mutlu Beratını alabilenlere…
Salih SÜTÇÜOĞLU
