Bugün 1 Mart. Henüz soğuk tam anlamıyla çekip gitmese de güneş Mart ayında daha sıcak hissettiriyor varlığını. İlkbaharın habercisi olan bu ay, doğanın uyanışına sahne olurken, bu yıl aynı zamanda manevi bir yolculuğun da başlangıcı oldu: Ramazan ayı Mart ile birlikte hayatımıza girdi.
Antik Roma’da mart ayının adı, savaş tanrısı “Martius”tan geliyordu ve bu ayın savaşa başlamak için şanslı bir dönem olduğu kabul edilirdi. Ancak doğa bize bambaşka bir mesaj veriyor: Mart, bir savaş ayı değil, yeniden doğuşun, toprağın canlanışının, baharın habercisi olan bir zamandır. Tıpkı Ramazan’ın da ruhlarımızı arındırma, nefsimizi terbiye etme ve paylaşmanın önemini hatırlama ayı olması gibi.
Mart ayının 21’inde bahar ekinoksu gerçekleşir. Gündüz ve gece eşitlenir, doğa dengelenir. Aynı şekilde Ramazan da ruhen bir denge ve huzur arayışıdır. Bu ay boyunca oruç tutarak sabrı öğrenir, açlığın ne demek olduğunu hisseder ve paylaşmanın kıymetini bir kez daha anlarız.
Balkanlar ve Trakya’da baharın gelişini müjdeleyen Marteniçka geleneği, kırmızı-beyaz iplerle baharın bereketini ve mutluluğunu simgeler. Ne güzel bir tesadüftür ki, Ramazan da bereketin ve dayanışmanın ayıdır. Sofralar kurulurken, yalnızca yemek değil, birliktelik de paylaşılır.
Ve elbette Ramazan denince akla gelen en güzel geleneklerden biri de sahur vakitlerini haber veren Ramazan davulcularıdır. Yüzyıllardır sürdürülen bu gelenek, yalnızca insanları sahura uyandırmakla kalmaz, aynı zamanda manilerle Ramazan’ın neşesini de yaşatır:
Davulumu çaldım geldim,
Sahur vaktin olsun belli.
Hayırlı Ramazan olsun,
Açılan eller geri çevrilmesin.
Mart ayı baharı, Ramazan ise huzuru getiriyor. Hem doğanın hem ruhlarımızın yenilendiği bu ayda, bereketin, paylaşımın ve maneviyatın kıymetini bir kez daha hatırlıyoruz. Ramazan’ımız mübarek, Mart’ımız bereketli olsun!
Buket Işıkdoğan Köse
